Büyüyen ekonomiler bir takım handikaplarla karşılaşmamıza neden olmaktadır. Ülkemizde bu durumdan fazlasıyla etkilenmekte. En somut örneği artık bakkalların kaybolarak yerlerini marketlere ve süper marketlere bırakmasından anlaşılacaktır.
Kırtasiye sektörü için ise uzun zamandır zincir mağazalar ya da "milyoncu" diye bilinen mağazalarda yan ürün olarak satılmaya devam ediyor. Ürün kalitesi ile ilgili kimsenin bir kaygısı olmadan piyasaya sunulan ürünlerle birlikte tam olarak ayağa düşmüş durumda. Kırtasiye sezonu başlayacağı dönem basın-yayın organlarında bir furya "çin malı" olmasın vs. başlıklı kalitesiz haberler de cabası.
Esasen durumu şöyle özetleyebiliriz; büyük mağaza zincirleri her dönemde en yüksek ciroya ulaşmak istedikleri için "tüketici" avına çıkıyorlar. Bir takım taktiksel fiyat çalışmaları ile zihin bulandırarak birkaç ürünü indirimli sunup, diğer ürünlerde ise değerinden fazla fiyatlarla satarak kârlarını optimize ediyorlar. Hâlbuki, müşteri bu ihtiyaçlarını genel olarak bir kırtasiyede daha iyi markalarla daha ekonomik fiyata temin edebilir. Fakat kurbanı olduğu algı karmaşası cebinden daha fazla para çıkmasına neden oluyor. Bu durum, tüm yıl hizmet vermekte olan kırtasiyelere olumsuz anlamda yansıyor ve yavaş yavaş ticari hayattan kayboluyorlar. Mahallenizdeki Kırtasiyeci Amca'larınızı hatırlarsanız, ne demek istediğim ziyadesiyle anlaşılmış olur.
Yorum Yaz Yorumu İptal Et